Soru: "İstanbul Müftüsü: Tarikatlar ve cemaatler denetlensin" diyor. Dinimize göre doğrusu nedir. Müslümanları kim denetlemelidir?

el Cevab:
Müslüman Müslümanı denetlemelidir. Müslümanlar Müslümanları denetlemelidir. Emri bil maruf nehyi anil münker bu müessesenin adıdır. 

Medeni bir devlet olarak devletimizin asayiş ya da hukuki olarak zaten denetleme ve kanunlara muhalefet durumunda cezai yaptırım uygulama düzenlemeleri vardır. Bu denetlemeler diğer sosyal kurumlar kadar cemaatlere de yapılırsa bu yeterli olacaktır. 
Müslüman cemaatlerini İslama uymayan kriterlere dayanarak denetlemek ya da bunu savunmak Müslümanlara uymaz ve yakışmaz. 
Müslümanların İslamının denetlenmesi laik devlet in işi değildir. Allah laik devlete Müslüman tebaaya hükmetme yetkisi vermemiştir. İslamı adam etme veya düzeltme yetkisi de vermemiştir. 

Devletin medeni kuralları eskiden Müslüman cemaatleşmelerinin aleyhine kullanılırdı. Şimdi durum biraz daha farklı. Siyasi iktidarla iyi geçinen destekleyen anlayışların araları iyi olmayan cemaatleri kendi hizalarına getirme ve adam etme aracı olarak kullanılma durumu oluştu. 
Diyanet İşleri Başkanlığında birçok olumlu düzenleme ve gelişme mevcuttur. Ama bununla birlikte henüz salt ilmi ve kitap ve sünnete göre fetva veren mensubu bulunan hak İslam mezheplerinin tabilerine uygun fetvalar veren ve müftüler bulunduran bir yapıya kavuşmadı. Büyük oranda medeni bir devlet kurumu formatında. İslam dininin değerlerinin temsilcisi ve savunucusu sıfatını henüz kazanmadı. 
Bu sıfatı kazanıncaya kadar diyanet Müslümanları denetlememeli sadece elinden geldiği kadar "her dini gündem konusunda sağlıklı kaynaklara dayanan ve ikna edici yayınlar yapmalı ve cemaatlerin ilim adamlarının da çıkıp konuşmasının garantisini vererek Müslüman halkımızın bilgilendirilmesiyle yetinmelidir. 

Not: Diyanet işleri başkanlığı devlet başkanının direktifine rağmen henüz Fethullah Gülen cemaatinin ilmi kritiğini yapmamıştır. Tvlerde tutuklama haberlerini seyrettiğimiz kadar bu yapılanmanın itikadi ameli ve ahlaki hatalarının kritiğinin yapılması gerekirdi. Ama henüz bu yönde bir kurulun ve ilim adamlarının çalışması veya Tvlerde katıldıkları programlarda ikna edici değerlendirmelerle halkımızı aydınlattıklarını gözlemlemiyoruz. Kanaatimce polis görevini yapıyor ama diyanet görevini yapmıyor.

Mülahazalar:
Ahmet cerrah 
Kendi kendinize bu fetvaları verene kadar şunu söyleyemiyor musunuz İslamda tek bir cemaat vardır bu da camii cemaatidir. Bunu söyleyebilirseniz mesele biter.

Alaattin Urun 
Syn Ahmet cerrah bu cümlenizin anlamı şudur, Abdülkadir Geylani hazretleri gibi alimleri sil, diyanetin atadığı boş imamlara uy. Her tarikat ve cemaat hatalı değil. Yeter ki doğrusunu araştırın

Ahmet Cerrah 
Syn Alaattin Urun günümüzde bir tane temiz cemaat yok. Günümüzdeki cemaatler diyanetin o boş dediğiniz imamların kılı olamaz. Diyanet bu ülkenin mihenk taşıdır. Abdulkadir Geylani dediğin zat tasavvuf ehlidir. Ve dikkatini çektiyse geçmiş tarikatlardan bahsetmedim geçmişi konuşmayalım. Geçmişe baktığımız zaman diyanette de Ömer Nasuhi Bilmen gibi alimler geçmiştir. Siz günümüze bakın.

 
el Cevab: 
Syn Ahmet Cerrah
Kavramlar önemli müesseseler önemli müesseselerin içerikleri de önemli.

İslam cemaat dinidir. Yani toplum.
Ama cemaat günümüzde bir kişinin ya da fikrin etrafında toplaşan insanlara deniliyor. İslam ümmetinin siyasi ve dini başkanı olmadığından bu şekilde küçük kümeler oluşturuluyor ve bu belirli bir fayda da veriyor.
Cemaatlerin kurumsallaşma zorlanmasından sonra ise cemaatler para toplama ve yönetme işinin tadını kaçırdılar. Dindarlık açısından da herkes kafasına göre ya da ona benzer davranışlar sergilemeye başladılar.
İslam da tekbir cemaat vardır lafı bile doğru olmasına rağmen uygulamada karşılığı olmayan bir laf şu anda.
Düzelmek için sabırlı ve yapıcı olmalı öncelikle de İslam Alimleri yetiştirmeliyiz. İlim Müslümanların arasındaki İslam da hangi şey doğru ve hangi İslam anlayışı uygundur problemini çözecektir. Sonrasında İslam ümmeti bir olur. Allah’ı sevenler birbirlerine girmez.